M Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • MENAME

    Yatak, döşek.
  • MENAMEN

    Uyuyarak. Uykuda olarak.
  • MENAR

    Nur yeri. Fener kulesi. * Câmi minâresi. * Yol işaretleri.
  • MENARE

    (C: Menâr-Menâvir) Alâmet, işaret. * Kandil. * Minare.
  • MENAS

    Sığınacak yer. Melce'. Penah. * Deprenmek. * Fevt.
  • MENASI'

    (Minsa'. C.) Medine-i Münevvere'nin dışında meşhur bir yer.
  • MENASIB

    (Mansıb. C.) Devletin başlıca hizmetleri. Makamlar, rütbeler, pâyeler.
  • MENASIB-I SEYFİYE

    Askerlik hizmetleri.
  • MENASİK

    (Mensek. C.) İbâdet edecek yerler. İbâdet ederken lüzum eden usul, yol ve tarz.
  • MENASİK-ÜL HAC

    Hacı olmak için Mekke-i Mükerreme'ye gidenlerin Kâbe'yi ziyaret etme, Arafat'ta vakfeye durma, kurban kesme, ihram giyme, muayyen bir yerden bir yere kadar yürüme gibi yapılan ibadet rükünleri. (Bak: Sa'y)
  • MENASİM

    (Mensim. C.) Yollar, tarikler, meslekler. * Alâmetler, izler, eserler, nişânlar.
  • MENASİR

    (Minser. C.) Yırtıcı kuşların gagaları. * Taşçı kalemleri.
  • MENASSA

    Çeyiz odası. * Yüksek yer, çardak.
  • MENAŞİR

    (Minşâr. C.) Testereler. * (Menşur. C.) Tar: Padişâhın verdiği vezirlik veya müşirlik fermanları. * Mat: Prizmalar.
  • MENAT

    Dönecek yer, merci'. * İlişip asacak yer.
  • MENAT

    İslâmiyyetten evvel cahiliyyet devrinde Kâbedeki bir putun adı.
  • MEN'AT

    Ölüm haberi.
  • MENATIK

    Mıntıkalar, bölgeler.
  • MENATIK-I BAÎDE

    Uzak mıntıkalar. Uzak bölgeler.
  • MENATIK-I DUŞİZE-İ TAHAYYÜL

    Tahayyülün bâkir mıntıkaları.
  • MENAVİR

    (Minare. C.) Minareler.
  • MENAYA

    (Meniyye. C.) Ölümler. * Maksatlar. Gâyeler.
  • MENAZIM

    (Manzam. C.) Sıralar, diziler.
  • MENAZIR

    Manzaralar. Seyredilecek, görülecek güzel yerler. Güzel görünüşler.
  • MENAZİ'

    (Menze'. C.) Niza ve kavga edilecek yerler.
  • MENAZİL

    (Menzil. C.) Menziller. İnecek yollar. Duralar. Konak yerleri.
  • MENBA'

    Kaynak. Nimetin veya herhangi bir şeyin çıktığı yer. Suyun çıktığı yer. Pınar.
  • MENBAT

    Suyun çıktığı yer. Menba'.
  • MENBEL

    Tembel, uyuşuk.
  • MENBER

    (C: Menâbir) Yüksek olacak yer.
  • MENBİC

    Mevzi ismi. (Oraya nisbetle "menbicâni" derler.)
  • MENBİT

    Otlu yer, otlak, çayır.
  • MENBUŞ

    Açılmış, soyulmuş.
  • MENBUZ

    Piç. Veled-i zinâ. * Hemen doğmasını müteakib bir yere atılmış çocuk.
  • MENCA

    (Bak: Mence')
  • MENCAT

    Kurtulma, necât bulma. Halâs olma.
  • MENCE

    (Mencâ) Kurtulacak yer. Necat bulacak yer. * Necat bulma. Kurtulma.
  • MENCED

    (C: Menâcid) İnci ve altından olan gerdanlık.
  • MENCEM

    (C.: Menâcim) Terazi kolu. * Maden.
  • MENCENİK

    (Bak: Mancınık)
  • MENCENUN

    (C: Menâcin) Sığırın döndürdüğü dolap. * Sığırların çektiği kağnı.
  • MENCINIK

    (C: Mencınıkât) Mancınık.
  • MENCUB

    Dibâgat olunmuş deri. * Geniş kadeh.
  • MENCUD

    Kederli, tasalı, gamlı.
  • MENCUK

    f. Bayrak direkleri ve minâre başına takılan küçük ay. * Sancak, bayrak. * Şemsiye.
  • MEND

    f. Kelimelerin sonuna getirilerek "sahip" mânasına edattır.
  • MENDEB

    Tehlike. Ölüm. * Gürültü ve şamata ile ağlama.
  • MENDEME

    Pişman olma. Nedâmet etmek. * Pişman olacak yer.
  • MENDİL

    (Mindîl) (C: Menâdîl) Mendil. * Küçük havlu, peçete.
  • MENDUB

    Yapılması beğenilen iş. Şeriatın yasak etmediği veya emretmediği iş olmakla beraber yapılmasında sevab ve mendubiyet olan amel. Müstehab. * İyilikleri anlatılarak arkasından gözyaşı döküp ağlanan ölü.