(Nesr. den) Dağılmış. Saçılmış. * Gece vaktinde güzel kokan bir çiçek. * Edb: Manzum olmayan nesir halindeki yazı. Bunun mânaca çok güzel ve şiir gibi ahenkli yazılmış olanına "mensur şiir" denir.
MENSUR
(Nasr. dan) Yardım görmüş. * Muzaffer. Zafer bulmuş. * Cenab-ı Hak tarafından her işinde nusrete mazhar olduğundan Hz. Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm'ın bir ismi de Mensur'dur.
MENSUS
(Bak: Mansus)
MENŞAR
Yayıp dağıtacak yer. * Öldükten sonra dirilecek yer.
MENŞAT
(C: Menâşıt) Neşat, sürur, neşe.
MENŞE'
(Neş'et. den) Esas. Kök. Bir şeyin çıktığı, neş'et ettiği yer. Beslenip yetişilen yer.
MENŞED
İsteme, talebetme.
MENŞELE
Küçük parmağın yüzük takılan yeri.
MENŞER
Neşredilip dağıtılan yer.
MENŞUD
Matlup, istenen şey.
MENŞUR
(Neşr. den) Neşrolunmuş. Dağıtılmış. Yayılmış. Herkese ilân edilmiş. * İşleri dağınık. Perişan. * Sultanın emri, mühürsüz mektubu, fermanı. * Bayrak. * Mat: Alt ve üst tabanları birbirine müsavi ve müvâzi (eşit ve paralel), kenarları da müsâvi ve müvâzi olup yüzleri birbirine benzeyen şekil. Prizma.
MENŞUR-U MUKADDES
Mukaddes ferman. (Kelime-i şehadet kastedilmektedir)
MENTEC
Doğuracak vakit.
MENUAT
Men'etmeler. Yasaklar.
ME'NUB
(Bak: İhcâc)
MENUC
Sütü diğer develerden sonra çekilen deve.
ME'NUF
Burunda hastalığı olup koku alamayan.
MENUN
(Menn. den) Kesmek. * Vakit, zaman, ömür ve sâireyi kesen mânâsınadır.