(Mahbus. C.) Hapsedilmişler, mahbuslar. Bir yere kapatılmış olanlar.
MAHABİS
(Mahbes. C.) Ceza evleri, zindanlar. Hapishaneler.
MAHABİZ
(Mahbeze. C.) Ekmekçi fırınları.
MAHACCE
Geniş yol.
MAHACİR
(Mahcer. C.) Göz çukurları.
MAHADİM
(Mahdum. C.) Mahdumlar, oğullar.
MAHAFET
Korku. Korkmak.
MAHAFETULLAH
Allah korkusu.
MAHAFFE
Mahfe. Deve veya katır üzerine konan ve içinde iki kişi oturabilecek yeri olan kapalı mahmil.
MAHAFİL
(Mahfil. C.) Mahfiller. * Toplantı yerleri. Oturulup görüşülecek yerler. * Büyük câmilerde eskiden hükümdarlara veya müezzinlere ayrılmış ve etrafı parmaklıklarla çevrilmiş olan yerler.
MAHAFİR
(Mihfer. C.) Beller, kazmalar.
MAHAK
Her arabî ayın son üç gecesi.
MAHAKİM
Mahkemeler.
MAHAKİM-İ ADLİYE
Adliye mahkemeleri.
MAHAKİM-İ ASKERİYE
Askerî mahkemeler.
MAHAKİM-İ ŞER'İYE
şer'î mahkemeler. şeriat mahkemeleri.
MAHAKK
Mehenk. Ayar taşı.
MA-HALA
(Bir istisnâ edatıdır) Mâadâ mânasına gelir, kendinden sonraki kelimeyi nasb eder. $ (Allah'tan başka herşey fânidir) cümlesinde olduğu gibi.
MA-HALAKALLAH
Allah'ın (C.C.) yarattığı ve halkettiği her şey. * Kalabalık, izdiham.
MAHALE
Çare, tedbir. * Hile.
MAHALİB
(Mahleb. C.) Yırtıcı hayvanların tırnakları, çengelli pençeleri.
MAHALL
Yer. Mekân. Cây.
MAHÂLL
(Mahall. C.) Yerler. Mekânlar.
MAHALLE
(C.: Mahallât) Şehir ve kasabaların bölündüğü parçalardan herbiri.
MAHALLETAN
Çömlek ve değirmen.
MAHALLÎ
Bir yere mahsus. Yerli.
MAHALL-İ SADAKA
Sadaka olarak verilen mal veya parayı şer'an almağa ehil olan kimse.
MAHALL-İ TEVARÜD
Vâsıl olunan yer. * Birisine yetişilen mahal.
MAHAMİD
(Mahmedet. C.) İyi ve güzel huylar. İyi hasletler. * Şükürler, senâlar, medihler. Şükür edilmeğe değer davranışlar.
MAHAMİL
Deve üzerine konan oturulacak sepetler. Mahmiller. * Kılınç bağ askıları. * İhtimâller.
MAHANE
f. Aylık maaş.
MAHARET
(Bak: Mehâret)
MAHARİB
(Mihrâb. C.) Mihrâblar.
MAHARİC
Çıkacak yerler. Huruc edecek yerler.
MAHARİC-İ HURUF
Gr: Ağızda harflerin çıktığı yerler.
MAHARİM
(Mahrem. C.) Mahrem olanlar. Haram olan şeyler.
MAHARİT
(Mahrut. C.) Mahruti şekilller. Koniler.
MAHAS
Udul etmek, dönmek.
MÂHASAL
Hâsıl olan, meydana gelen. * Netice, sonuç.
MÂHASAL-I ÖMR
Evlât. Çocuk. * Hayat boyunca çalışılarak vücuda getirilen eser veya elde edilen şey.
MAHASİN
(Mehâsin) İyilikler. İyi ahlâklar. * İnsanın vücudunda hüsün ve cemal yerleri. * Güzel tavırlar. * İnsanın yüzüne güzellik veren bıyık ve sakal.(İşte şu kâinat hadsiz mehasin-i maddiyesiyle bir ma'nevî ve ilmî mehasinin tereşşuhâtıdır. Ve o ilmî ve ma'nevî mehasin ve kemalât, elbette hadsiz bir sermedî hüsn ü cemalin ve kemalin cilveleridir. S.)
MAHASİN-İ AHLÂK
Ahlâk ve huy güzelliği.
MAHAŞŞE
Kıç, dübür, makad.
MAHATİM
(Mahtum. C.) Bağlanmış ve kilitlenmiş şeyler. * Mühürlenmiş şeyler.