(Mahzur. C.) Korkulacak ve sakınılacak şeyler. Maniler, engeller.
MAHAZZ
Kat'edecek, kesecek yer.
MAHBA
(C: Mehâbi) Elbise saklayacak mevzi. Kiler.
MAHBEL
Hayvanın gebelik zamanı.
MAHBER
(Mahbere) Mürekkep hokkası. Divit.
MAHBES
Hapishane. Hapsedilen yer. Cezaevi.
MAHBEZ
(C.: Mahâbiz) Ekmekçi dükkânı. Ekmekçi fırını.
MAHBUB
Muhabbet edilen. Sevilen.
MAHBUBAT
Sevilenler. Sevgililer.
MAHBUBE
(Hubb. dan) Sevilmiş veya sevilen kadın. Muhabbet edilen kadın veya kız. * Vaktiyle çok kıymetli ve pahalı olan lâle cinsinden bir çiçek.
MAHBUBETÜN Lİ-ZÂTİHÂ
Zâtı için sevilen. Kendi zâtında sevgili olan.
MAHBUBİYYET
Sevilen olmak. Mahbub olmaklık. Sevilecek hâlde bulunuş. (Cenab-ı Hakk'ın kullarını her çeşit nimetler ile besleyip yetiştirmesi ve ihtiyaçlarına cevap vermesi; onları sevdiğini ve mahbubiyyetini gösteriyor.)
MAHBUB-U HÜDÂ
Allah'ın sevgilisi. Hz. Muhammed Mustafa (A.S.M.)
MAHBUB-U LİGAYRİHÎ
Faydalarından veya başkası sebebi ile sevilen. Dolayısı ile sevilen.
MAHBUK
Katı, şiddetli, şedid.
MAHBUN
Kıtlık için saklanan şey. * Edb: İkinci harfi düşürülmüş vezin.
MAHBUS
Hapsedilmiş olan.
MAHBUSHANE
f. Cezaevi, hapishâne, zindan.
MAHBUSÎN
(Mahbus. C.) Hapsolunmuş kimseler. Bir yere kapatılmış olanlar.
MAHBUSİYET
Hapislik, mahbusluk. Hapis kalınan müddet.
MAHC
Cima etmek. * Kovayı azıcık çekip yine dolsun diye suya vurmak.
MAHC
Soymak. * Yontmak.
MAHCAH
Lâyık olacak mevzi.
MAHCER
Ev, hane. Hususi yer. * Göz çukuru.
MAHCİR
(C: Mehâcir) Göz çukuru. * Gözün çevre yanı. Yüzde perde varken gözden ve etrafından görünen yerler. * Bahçe.
MAHCUB
Utanan. Utangaç. * Perdeli, örtülü. Kapalı. * A'ma. * Yaşmak veya perde ile mestur olan.
MAHCUBÂNE
f. Utanarak, utanmış bir hâlde. Sıkılganlıkla.
MAHCUBE
Namuslu ve utangaç kadın veya kız. Sıkılgan kadın. * Kapı ardına konulan ağaç.
MAHCUBİYET
Utangaçlık, sıkılganlık, mahcubluk.
MAHCUC
Kasdolunmuş olan. * Çok gidilip gelinen. * Delil ve bürhanla isbat edilmiş olan. * Mekke-i Mükerreme'nin bir adı. * Kendi yerine hacca gidilmiş olan.
MAHCUCUN ANH
(Bak: İhcac)
MAHCUR
(Hacr. den) Huk: Hacir altına alınmış, malını kullanmaktan men' edilmiş, hacredilmiş.
MAHCUZ
(Hacz. den) Huk: Hacz edilmiş. Mahkeme kararıyla rehin altına alınmış.
MAHÇE
f. Minare, kubbe, sancak gibi şeylerin başına konulan hilâl.
MAHÇEHRE
f. Ay yüzlü. (Aslı: Mâhçihre'dir.)
MAHDEM
Baldırın köstek takacak yeri.
MAHDU'
Hileye aldanmış olan. Kandırılmış kimse. * Boyun damarı kesilmiş kişi.
MAHDUD
Sınırlanmış, çevrilmiş. Az sayılı. Hududlanmış.
MAHDUD
Tesviye edilmiş. Silinmiş, düzgün. * Meyvesi çok olup da dalları eğilmiş.