(C.: Maâhid) Sözleşilen ve antlaşma yapılan yer. Buluşma yeri.
MAHFAS
Yuva.
MAHFAZA
(Hıfz. dan) Küçük kutu, kap. Zarf.
MAHFED
(C: Mehâfid) İkamet yeri. Oturulan yer. * Bir renk cinsi.
MAHFEL
(C: Mehâfil) Dernek yeri.
MAHFÎ
Gizli, saklı.
MAHFİL
(C.: Mahâfil) Toplanılacak yer. Toplantı ve görüşme yeri. * Büyük câmilerde eskiden pâdişahlara veya müezzinlere ayrılmış olan etrâfı parmaklıklarla çevrilmiş yüksekçe yer.
Bütün rüzgarlara kapalı olan ve her türlü hâllerde emniyet ile barınmağa müsâit bulunan limanlar.
MAHFUZAT
(Mahfuz. C.) Mahfuz olunmuş, gizlenilmiş şeyler. * Hıfzedilip ezberlenmiş şeyler.
MAHFUZEN
Polis veya jandarma gibi resmi bir muhafaza altında olarak.
MAHH
Yumurtanın akı.
MAHICİYY
Palan vurdukları at.
MAHIK
(Mahk. dan) Yok eden. Silen. Ortadan kaldıran.
MAHIZ
(C: Muhaz) Ağrısı tutmuş hâmile kadın.
MAHİ
(Mahv. den) Yok eden, mahveden, perişan eden.
MAHİ
f. Balık. Semek.
MAH-İ TÂBÂN
(Meh-i tâbân) Parlayan ay. Parlak ay.
MAHİC
Sâfi, saf, katıksız.
MAHİDAN
f. Balık havuzu.
MAHİFÜRUŞ
f. Balık satan. Balıkçı.
MAHİGİR
f. Balık tutan. Balık yakalayan. Balık avlayan.
MAHİHAR
f. Balık yiyen. Balık avlayan, balıkçıl.
MAHİ-İ EMRAZ
Hastalıkları yok eden.
MAHİLE
(C.: Mahâyil) Düşünmeğe sebebiyet veren işaret, alâmet.
MAHİN
(C.: Mihne-Mihan) Hizmetkâr.
MAHİR
Becerikli, hünerli, san'atkâr.
MAHİRANE
f. Ustaca, ustalıkla, maharetle.
MAHÎS
Kaçacak yer. Kaçamak. * Kurtulmak.
MAHİYAN
(Mâh. C.) Aylar. * (Mâhî. C.) Balıklar, semekler.
MAHİYANE
f. Ay hesabıyla verilen ücret. Aylık.
MAHİYAT
Mahiyetler. Esaslar. Hakikatlar. İç yüzleri.
MA-HİYE
O şey ki.
MAHİYET
Bir şeyin içyüzü, aslı, esası. Bir şeyin neden ibâret olduğu, künhü, esası, hakikatı. (Mâhiyet, hakikatten daha umumidir. Hakikat, mevcudatta, mahiyet ise, hem mevcudat hem ma'dumatta müstameldir.) (L.N.)(İnsanın kıymetini tayin eden, mahiyetidir. Mahiyetin değeri ise, himmeti nisbetindedir. Himmet ise, hedef ittihaz ettiği maksadın derece-i ehemmiyetine bakar. İ.İ.)
MAHİYET-İ CÂMİA
Çok vasıfları içinde toplayan mahiyet. (Bak: Himmet)
MAHİYYE
Aylık.
MAHÎZ
Hayız hali zamanı. (Bak: Hayız)
MAHÎZA
(C: Mehâyız) Hayız bezi.
MAHK
İnat etmek. * Birbirini tutup çekmek.
MAHK
Gidermek. * İptal etmek, saymamak. * Eksik, noksan.
MAHKEDE
İkamet mevzii, oturulan yer.
MAHKEME
(Hüküm. den) Dâvaların görülüp hükme, karara bağlandığı yer. İcra-yı adalet için çalışan resmî daire.