M Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • MEVAKİ'

    Mevkiler. Duracak yerler.
  • MEVAKİB

    (Mevkib. C.) Cemaatler, kalabalıklar, güruhlar, topluluklar.
  • MEVAKİ-İ BAÎDE

    Uzak mevkiler.
  • MEVAKİ-İ HARBİYE

    Muhârebe mevkileri. Savaş yerleri.
  • MEVAKİ-İ MÜHİMME

    Önemli mevkiler. Ehemmiyetli yerler.
  • MEVAKİN

    (Mevkin. C.) Kuş yuvaları.
  • MEVAKİT

    (Mikat. C.) Hacıların ihrâma girdikleri yerler. * Bir iş için tâyin edilen vakitler.
  • MEVALÎ

    Efendiler. * Azad edilmiş köleler. * Azad edenler. * Mevleviyyet pâyesine ulaşmış sarıklı âlimler. * Dost ve komşular. * Yardımcılar.
  • MEVALİD

    Mevcudlar. Doğmuşlar. Vücud bulmuşlar. Mevludlar.
  • MEVALİD

    (Mevlid. C.) Doğulan yerler. Mevlidler. Doğma vakitleri. Milâdlar.
  • MEVALİD-İ SELÂSE

    Nebat, hayvan ve maden.
  • MEVALİD-İ TÜRABİYE

    Topraktaki mevâlid. Mâdenler, nebatlar.
  • MEVAMİT

    Resul-i Ekrem'in (A.S.M.) İncil'deki bir ismi.
  • MEVANİ'

    Mâni'ler. Engeller. Mâni olanlar. Mâniâlar.
  • MEVARİD

    Gelecek yerler. Varacak yerler. Caddeler, yollar. Bir yere vasıl olacak yollar.
  • MEVARÎS

    Miraslar. Verasetle nâil olunan mülk ve mallar.
  • MEVASİK

    Mevsuk şeyler. Misaklar. Ahd ü peymanlar. Yeminler. Sözleşmeler.
  • MEVASİM

    Mevsimler. * Pazar yerleri.
  • MEVASİM-İ ERBAA

    Dört mevsim. Rebi' (İlkbahar), Sayf (Yaz), Harif (Sonbahar), Şitâ (Kış).
  • MEVAŞİ

    Davar, koyun, keçi, inek ve öküz gibi hayvanlar.
  • MEVAT

    (Mevt. den) Cansız şeyler. Sürülmemiş topraklar. * Sahibsiz yerler.
  • MEVATIN

    (Mevtın. C.) Yurtlar. Şenlendirilmiş ve bayındır yerler.
  • MEVATİ

    (Mevti. C.) Ayak basılan yerler.
  • MEVATÎ

    Mevâta yani cansız şeye ait, bununla alâkalı. * İşlenmemiş toprağa ait.
  • MEVAZI'

    (Mevzi. C.) Mevziler, yerler.
  • MEVAZİN

    (Mizan. C.) Mizânlar. ölçüler. Terâziler.
  • MEVBED

    Mecusiler reisinin ulusu.
  • MEVBİK

    (C.: Mevbikat) Korkulu yer.
  • MEVBİKAT

    (Mevbik. C.) Korkulu yerler.
  • MEVBİL

    Kaba büyük sopa. * Bir kucak odun.
  • MEVC

    Dalga. Denizin dalgası. * Titreşim. * Mc: Devir, devre.
  • MEVCÂ-MEVC

    Çok dalgalı. Dalga dalga.
  • MEVCE

    Bir dalga. * Ses, elektrik ve hararetin yayılma dalgalarından herbiri.
  • MEVCEDAR

    f. Dalgalı.
  • MEVCENÜMUD

    f. Dalga gibi.
  • MEVCET-ÜŞ ŞEBÂB

    Gençlik çağı.
  • MEVC-HÎZ

    f. Dalga kaldıran.
  • MEVCUB

    Kendisine bir şey vâcib kılınmış.
  • MEVCUD

    Var olan. Bulunan. Hazır olan. Topluluğun hepsi. * Kâinat. Mükevvenat.
  • MEVCUDAT

    Var olan her şey. Kâinat. Yaratılmış şeyler.
  • MEVCUDAT-I BAHARİYE

    Bahar mevsimindeki renk renk, çeşit çeşit varlıklar.
  • MEVCUDEN

    Kendisi berâber olarak. Mevcud olarak.
  • MEVCUDÎN

    (Mevcud. C.) Mevcudlar, var olan ve bulunan şeyler. Mevcudât.
  • MEVCUDİYET

    Mevcudluk, varlık, mevcud ve var olma.
  • MEVCUD-U HARİCÎ

    Maddî vücudu bulunan eşya.
  • MEVCUD-U MANEVÎ

    Mânevi varlık.
  • MEVC-ZEN

    f. Dalgalanan, dalgalı deniz. Dalga vuran.
  • MEVDU

    (Mevdua) Emanet bırakılmış, tevdi olunmuş.
  • MEVDUAT

    (Mevdu. C.) Emanet bırakılmış şeyler. * Bankaya konan para ki, faizle olduğundan haramdır. (Bak: Riba)
  • MEVDUD(E)

    Sevilmiş, kendisine muhabbet edilmiş. Sevgi gösterilmiş.