Boynuzdan veya demirden çuvaldız gibi bir nesne. (Kadınlar onunla saçlarını düzeltip islâh ederler ve tarakla da tararlar.)
MİDRAR
Yağmur yağdıran bulut. * Çok su döken.
MİDRAS
Okuma yeri. * İçinde Tevrat dersi verilen ev.
MİDRE
Bahadır, kahraman.
MİDREBE
Demir yerine ucuna boynuz takılan süngü.
MİDVEK
Bir şey ezmekte kullanılan taş.
MİDYAN
(C.: Medâyin) Daima borç eden kimse.
MİE
Yüz. Yüz sayısı.
MİETEYN
İki yüz. (200)
MİFAD
Kebap demiri.
MİFER
Hizmetkâr, hizmetçi.
MİFEZZA
Tokmak.
MİFRAK
(C: Mefârik) Başın ortası (saçın bölük olduğu yerdir.)
MİFRAS (MİFRÂS)
(C: Mefâris) Gümüş kesecek âlet. * Demir.
MİFSAD
Kan almakta kullanılan âlet. Neşter.
MİFSAL
Dil, lisan.
MİFTAH
Açan âlet. Anahtar. Kilidleri açan anahtar.
MİFTELE
Yün eğirmekte kullanılan çatal değnek.
MİFZAL
Gündelik iş elbisesi.
MİFZAL
Fazilet ve şeref sahibi.
MİG
f. Duman, sis, duhân. * Kara bulut.
MİGDAD
Çok gadaplı, çok kızgın.
MİGFER
Ateşli silâhların icadından evvel, muharebede kılıç, mızrak ve ok gibi harp âletlerinden korunmak için başa giyilen bir nevi başlık idi. Miğfer, zırh ile beraber bir bütün teşkil ederdi. Osmanlı miğferleri çeşitli şekillerde olmakla beraber genel olarak iki kısma ayrılırdı. Bir kısmı ince bakırdan, diğer kısmı ise çelikten yapılırdı. Miğfer; tepesi sivri fes biçiminde idi. Asıl tepeye gelecek yer temrenle süslenir, temrenin ucu kâh sivri olur, bazan da lâfza-i Celâl ve bazı kere de hilâl ile son bulurdu.
MİGFERÎ
Miğfer şeklinde olan, miğfer biçiminde olan. * Miğferle ilgili.
MİGLAK
(C.: Megalik) Kilit, mandal.
MİGNAK
f. Dumanlı, sisli. Bulutlu.
MİGSEL
Tas, ibrik. Yıkanmada kullanılan kab.
MİGVEL
(C.: Megavil) İnce kılıç. Hançer.
MİGZEL
(C.: Megazil) İplik eğirmekte kullanılan âlet. iğ.
MİH
(C.: Mihâ) f. Ulu, büyük. Azim, kebir.
MÎH
f. Çivi, mıh. Kazık.
MİHA
Yaş değnek.
MİHAD
Yer. Arz. * Beşik. * Döşeme. Döşek.
MİHADDE
Baş ve yüz altına koydukları yastık. * Kazma. * Balta.
MİHAFFE
Mahfe. Katır veya develerin sırtına konulan ve iki kişinin oturabileceği büyüklükte olan sepet.
MİHAH
(Muhh. C.) Beyinler. * İlikler.
MİHAİL
Resul-i Ekremin (A.S.M.) geleceğini haber veren ve bir ismi de Mişâil olan eski zaman Peygamberlerinden bir Zâttır. Kitabının 4. bab'ında: "Ahir zamanda bir ümmet-i merhume kaim olup, orda hakka ibadet etmek üzere, mübarek dağı ihtiyar ederler. Ve her iklimden oraya birçok halk toplanıp Rabb-ı Vâhide ibadet ederler. O'na şirk etmezler." diye bahsetmiştir.(İşte şu âyet, zâhir bir surette dünyanın en mübarek dağı olan Cebel-i Arafat ve orada her iklimden gelen hacıların tekbir ve ibadetlerini ve ümmet-i Merhume nâmıyla şöhret-şiar olan ümmet-i Muhammediyeyi (A.S.M.) tarif ediyor. M.)
MİHAK
(Mahâk-Muhâk) Her arabi ayın son üç gecesi.
MİHAL
Kuvvet. Azab. Ukubet.
MİHAMME
Yer süpürgesi.
MİHAMME
Küçük bakır ibrik.
MİHAN
(Mih. C.) Ulular, büyükler.
MİHAN
(Mihnet. C.) Mihnetler, sıkıntılar.
MİHANİKÎ KIRAET
Kelimeleri, terkibleri doğru telâffuz etmekle beraber ezber dersi dinletiyormuş gibi çabuk çabuk okumaktır. Böyle okuyuş dinleyene bir şey anlatmaz. Ancak okuyanın mevzuu kavramış olduğunu anlatır. Öyle kıraet bir makinanın duygusuz işlemesine benzetilir.
MİHANİKİYYET
yun. (Mihanik. den) Makine sanayiini ihate eden fen ve ilimler. Makine gibi cansız şeyler. * Cansız ve duygusuz fakat ahenkli hareket ve hareket kabiliyeti.
MİHAR
(Mühür. C.) At yavruları. Taylar.
MİHAŞŞ(E)
Ot biçtikleri âlet. Orak ve tırpan. * Ot koydukları kap.