M Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • MİDMAK

    Binanın iskeleti.
  • MİDMEK

    (C: Medâmik) Ziynet verecek âlet. * Haberi şâyi eden, duyuran nesne.
  • MİDRA

    Boynuzdan veya demirden çuvaldız gibi bir nesne. (Kadınlar onunla saçlarını düzeltip islâh ederler ve tarakla da tararlar.)
  • MİDRAR

    Yağmur yağdıran bulut. * Çok su döken.
  • MİDRAS

    Okuma yeri. * İçinde Tevrat dersi verilen ev.
  • MİDRE

    Bahadır, kahraman.
  • MİDREBE

    Demir yerine ucuna boynuz takılan süngü.
  • MİDVEK

    Bir şey ezmekte kullanılan taş.
  • MİDYAN

    (C.: Medâyin) Daima borç eden kimse.
  • MİE

    Yüz. Yüz sayısı.
  • MİETEYN

    İki yüz. (200)
  • MİFAD

    Kebap demiri.
  • MİFER

    Hizmetkâr, hizmetçi.
  • MİFEZZA

    Tokmak.
  • MİFRAK

    (C: Mefârik) Başın ortası (saçın bölük olduğu yerdir.)
  • MİFRAS (MİFRÂS)

    (C: Mefâris) Gümüş kesecek âlet. * Demir.
  • MİFSAD

    Kan almakta kullanılan âlet. Neşter.
  • MİFSAL

    Dil, lisan.
  • MİFTAH

    Açan âlet. Anahtar. Kilidleri açan anahtar.
  • MİFTELE

    Yün eğirmekte kullanılan çatal değnek.
  • MİFZAL

    Gündelik iş elbisesi.
  • MİFZAL

    Fazilet ve şeref sahibi.
  • MİG

    f. Duman, sis, duhân. * Kara bulut.
  • MİGDAD

    Çok gadaplı, çok kızgın.
  • MİGFER

    Ateşli silâhların icadından evvel, muharebede kılıç, mızrak ve ok gibi harp âletlerinden korunmak için başa giyilen bir nevi başlık idi. Miğfer, zırh ile beraber bir bütün teşkil ederdi. Osmanlı miğferleri çeşitli şekillerde olmakla beraber genel olarak iki kısma ayrılırdı. Bir kısmı ince bakırdan, diğer kısmı ise çelikten yapılırdı. Miğfer; tepesi sivri fes biçiminde idi. Asıl tepeye gelecek yer temrenle süslenir, temrenin ucu kâh sivri olur, bazan da lâfza-i Celâl ve bazı kere de hilâl ile son bulurdu.
  • MİGFERÎ

    Miğfer şeklinde olan, miğfer biçiminde olan. * Miğferle ilgili.
  • MİGLAK

    (C.: Megalik) Kilit, mandal.
  • MİGNAK

    f. Dumanlı, sisli. Bulutlu.
  • MİGSEL

    Tas, ibrik. Yıkanmada kullanılan kab.
  • MİGVEL

    (C.: Megavil) İnce kılıç. Hançer.
  • MİGZEL

    (C.: Megazil) İplik eğirmekte kullanılan âlet. iğ.
  • MİH

    (C.: Mihâ) f. Ulu, büyük. Azim, kebir.
  • MÎH

    f. Çivi, mıh. Kazık.
  • MİHA

    Yaş değnek.
  • MİHAD

    Yer. Arz. * Beşik. * Döşeme. Döşek.
  • MİHADDE

    Baş ve yüz altına koydukları yastık. * Kazma. * Balta.
  • MİHAFFE

    Mahfe. Katır veya develerin sırtına konulan ve iki kişinin oturabileceği büyüklükte olan sepet.
  • MİHAH

    (Muhh. C.) Beyinler. * İlikler.
  • MİHAİL

    Resul-i Ekremin (A.S.M.) geleceğini haber veren ve bir ismi de Mişâil olan eski zaman Peygamberlerinden bir Zâttır. Kitabının 4. bab'ında: "Ahir zamanda bir ümmet-i merhume kaim olup, orda hakka ibadet etmek üzere, mübarek dağı ihtiyar ederler. Ve her iklimden oraya birçok halk toplanıp Rabb-ı Vâhide ibadet ederler. O'na şirk etmezler." diye bahsetmiştir.(İşte şu âyet, zâhir bir surette dünyanın en mübarek dağı olan Cebel-i Arafat ve orada her iklimden gelen hacıların tekbir ve ibadetlerini ve ümmet-i Merhume nâmıyla şöhret-şiar olan ümmet-i Muhammediyeyi (A.S.M.) tarif ediyor. M.)
  • MİHAK

    (Mahâk-Muhâk) Her arabi ayın son üç gecesi.
  • MİHAL

    Kuvvet. Azab. Ukubet.
  • MİHAMME

    Yer süpürgesi.
  • MİHAMME

    Küçük bakır ibrik.
  • MİHAN

    (Mih. C.) Ulular, büyükler.
  • MİHAN

    (Mihnet. C.) Mihnetler, sıkıntılar.
  • MİHANİKÎ KIRAET

    Kelimeleri, terkibleri doğru telâffuz etmekle beraber ezber dersi dinletiyormuş gibi çabuk çabuk okumaktır. Böyle okuyuş dinleyene bir şey anlatmaz. Ancak okuyanın mevzuu kavramış olduğunu anlatır. Öyle kıraet bir makinanın duygusuz işlemesine benzetilir.
  • MİHANİKİYYET

    yun. (Mihanik. den) Makine sanayiini ihate eden fen ve ilimler. Makine gibi cansız şeyler. * Cansız ve duygusuz fakat ahenkli hareket ve hareket kabiliyeti.
  • MİHAR

    (Mühür. C.) At yavruları. Taylar.
  • MİHAŞŞ(E)

    Ot biçtikleri âlet. Orak ve tırpan. * Ot koydukları kap.
  • MİHATT

    Deriden kıl ve yün yolacak demir.