M Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • MİHRAS

    (C.: Mehâris) Dibek taşı.
  • MİHRAT

    (C.: Mehârit) Her yıl derisi kavlayıp soyulmak âdeti olan yılan.
  • MİHRAT

    Tennur odunu karıştırdıkları âlet. * Çiftçi sabanı.
  • MİHRBAN

    f. Merhamet ve şefkat sahibi. Muhabbetli, sevimli, yumuşak huylu ve güleryüzlü.
  • MİHRBANÎ

    f. Dostluk, muhabbet, sevgi.
  • MİHRE

    f. Acemi ördekleri avlamak için su kenarlarına bağlanan ördek.
  • MİHREF

    (C.: Meharif) İçine yemiş koydukları kap.
  • MİHREZ

    İğne, ibre.
  • MİHRGAN

    f. Sonbahar. Güz mevsimi. * Eski İranlıların iki büyük bayramlarından birinin adı.
  • MİHRNAZ

    f. Naz güneşi. Çok nazlı.
  • MİHSAD

    Ekin orağı.
  • MİHSAF

    (C.: Mehâsıf) Biz dedikleri ince uzun demir.
  • MİHSAL

    Keskin kılıç.
  • MİHSAL

    Ok yapılan demir.
  • MİHSARRE

    Bir kimsenin elinde tuttuğu sopa veya değnek.
  • MİHSERE

    Süpürge.
  • MİHŞAH

    (C.: Mehâşi) Kaba kilim.
  • MİHTAB

    Balta. Odun kesmekte kullanılan âlet.
  • MİHTAT

    Cetvel tahtası.
  • MİHTER

    (C.: Mihterân) Daha büyük. Daha ulu.
  • MİHTERÂN

    (Mihter. C.) f. Daha büyükler.
  • MİHTERÎ

    f. Büyüklük, ululuk, azimlik.
  • MİHVAL

    Çok hilekâr. Hileci. Dolandırıcı.
  • MİHVEKA

    Süpürge.
  • MİHVER

    Dünyanın kuzey ve güneş kutbu arasından geçtiği farz olunan hat, dönen bir şeyin ortasından geçen mil. Düzgün geometrik şekilleri iki eşit kısma ayıran doğru çizgi. Çark ve tekerlek gibi dönen şeylerin ortasından geçen mil. Merkez. * Mat: Üzerinde bir müsbet ciheti var farzedilen sonsuz hat. * Kağnı arabasının dingili.
  • MİHVER-İ ÂLEM

    Arzın merkezinden geçerek semâ küresini her iki tarafta kesen mevhum hat.
  • MİHVER-İ ARZ

    Arzın kuzey ve güney kutupları arasında uzanıp, merkezden geçtiği farz olunan hat.
  • MİHVER-İ HAREKÂT

    Askeri harekâtın yapıldığı yer.
  • MİHVER-İ NEBAT

    Kök, gövde ve yaprakların tamamı.
  • MİHYAC

    Şiddetli. * Çok, ziyâde, fazla.
  • MİHYAF

    Tez susayan davar.
  • MİHYAL

    Bir yıl ekilip, bir yıl ekilmeyen arazi.
  • MİHYAT

    İğne.
  • MİHZA (MİHZAB)

    Ateş karıştırmakta kullanılan ağaç.
  • MİHZAB

    Boyacıların elbise boyadıkları küp.
  • MİHZAC

    Çamaşır tokacı.
  • MİHZAK

    Çok gülen kadın.
  • MİHZAR

    Mânâsız ve saçma sapan sözler konuşan.
  • MÎK

    Çabuk ağlayan, yufka yürekli olan.
  • MÎK

    f. Çekirge.
  • MİKA

    Muhabbet, sevgi.
  • MİKAA

    Kassarların üzerinde bez döğdükleri ağaç. * Kassarlar tokmağı. * Yaşlı ve uzun boylu kimse.
  • Mİ'KAB

    Kızdan sonra oğlan doğuran kadın. Bir oğlan sonra bir kız doğuran.
  • MİK'AB

    Geo: Küb. * Mat: İki defa kendisi ile çarpılan sayı.
  • MİK'AB

    (C.: Mekâıb) Topuk mesti.
  • MİKÂİL

    Rezzakıyyet arşının hamelesi olan büyük Melek. Dört Büyük Melekten birisi. (Bak: Melâike)
  • MİKAMME

    Süpürge.
  • MİKAT

    Bir iş için tayin edilen zaman veya yer. * Mekke-i Mükerreme yolu üzerinde hacıların ihrama girdikleri yer.
  • MİKAT

    Bağırdak ipi, (oğlancıkları beşikte onunla bağlarlar.) * Kesilme ânında koyunun ayağını bağladıkları ip.
  • MİKAT SÜNNETİ

    Hacca niyet edenin ihrama girmesi.