Şaka, lâtife. * Edb: Bâzı düşünceleri nükte, şaka veya takılmalarla süsleyip anlatan bir yazı çeşidi. Hoş, nükteli söz. (Zıddı ciddiyettir)
MİZAHÎ
Mizahlı, eğlenceli.
MİZAH-NÜVİS
f. Eğlenceli mizahlı yazılar yazan.
Mİ'ZAL
(C: Meâzil) Zayıf ahmak adam. * Silâhsız kimse. * Davarını halktan ayırıp uzak yerlerde otlatan kimse.
MİZAN
Terazi, ölçü, tartı. * Akıl, idrak, muhakeme. Mikyas. * Fık: Mahşerde herkesin amellerini tartmağa mahsus bir adâlet ölçüsü olup, hakiki mâhiyeti ancak âhirette bilinecektir. * Mat: Yapılan hesabın doğruluğunu anlamak için yapılan diğer bir hesap. Sağlama.
MİZAN-ÜL HARARE
Sıcaklığı, soğukluğu ölçen âlet. Termometre. (Mikyas-ul hararet de denir.)
Mİ'ZAR
(C.: Meâzir) Örtü, perde.
MİZBAH
Bıçak.
MİZBAN
(C.: Mizbanân) f. Ev sahibi. Misafir kabul eden kimse.
MİZBANÂN
(Mizban. C.) Misafirleri ağırlayanlar, ev sahipleri.
MİZBED
(C: Mezâbid) Hayvan ahırı.
MİZBER
(C.: Mezâbir) Kamış kalem.
MİZCEL
Harbe denilen küçük kılıç.
MİZDEA
Yüz yastığı.
MİZEBBE
Yelpaze.
MİZEC
Küçük süngü.
Mİ'ZEF
(Mi'zefe. Azf) Çalgı âleti, saz v.s.
MİZEFFE
Gelin mahfesi.
MİZEK
f. İdrar, sidik.
Mİ'ZENE (MİZENE)
Ezan okunacak yer.
Mİ-ZENEND
(f. Fiil) Söylüyorlar, vuruyorlar. " : Zeden" vurmak" masdarındandır.
Mİ'ZER
(C.: Meâzir) Peştemal.
MİZKÂR
Dâima erkek doğuran dişi.
MİZLAC (MİZLÂK)
El ile açılan kilit.
MİZLAKA
Uzun burunlu ışık fitili makası.
MİZMAN
f. Misâfiri ağırlıyan, misâfire ikram eden ev sâhibi.
MİZMAR
Düdük, kaval. * Mukaddes Zebur Kitabının her bir suresi. * Hançere, nefes borusu. (Bak: Mezâmir)
MİZMAR
(C: Mezâmir) Meydan. At yarıştıracak ve at oynatacak yer. * İnce belli at.
MİZMAR-ZEN
f. Düdük çalan.
MİZR
Bir nevi meşrubat. * Ahmak kimse.
MİZRA
(C: Mezâri) Yaba, kürek.
MİZRAK
(C: Mezârık) Harbe, kısa kılınç.
MİZRAKA
Küçük şırınga.
MİZVAC
Çok koca değiştiren kadın. Çok kocalı kadın.
MİZVED
(C: Mezâvid) Azık koyacak kab.
MİZVED
Dil, lisan.
MİZZ
Bir şeyin diğeri üzerine olan fazlı, üstünlüğü.
MODA
Fr. Geçici yenilik. Elbise ve süslenmede geçici hevesler ve fantezi düşkünlüğü sebebiyle çıkartılan yeni tarz ve şekiller. Bunlar israfı artırır ve iktisada aykırıdır.
MODEL
Fr. Biçim, örnek, şekil. * Resim yâhut heykel yapılırken bakarak benzetilmeğe çalışılan şey veyâ şahıs.
MODERN
Fr. şimdiki zamana uygun, asri. (Bak: Medeniyet)
MOĞOL
Turâni milletlerinin en büyüklerinden bir kabile olup Türkler ve Mançurlarla cinsi yakınlıkları vardır. Asyanın ortalarında bugün Çin Devletine tâbi olan ve Moğolistan ismiyle bilinen geniş bir çölde ve Sibirya ve Türkistan'ın da bazı taraflarında bulunurlar.Cengiz Hanla beraber Asyanın batı taraflarına akın ettikleri zaman, Asyanın büyük bir kısmıyla Avrupanın da bir kısmını yakıp yıkmışlardır.
MOLA
İstirahat için işe ara vermek ve duraklamak. * Denizcilike: Gevşetme, koyverme manâsındadır.
MOLEKÜL
Fr. Kim: Vasıflarını kaybetmemek şartıyla ayrılabilen herhangi bir maddenin en küçük cüz'ü, parçası.
MOLLA
Eskiden büyük âlimlere verilen isim. * Büyük kadı. * Efendi, hoca, Medrese talebesi.