M Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • MUARIZ

    Bir şeyden yan çizen. Muâraza eden. Karşı gelen. (Bak: Münâkaşa)
  • MUARIZÎN

    (Muârız. C.) Muârızlar, muhalifler. Karşı gelenler.
  • MUARIZ-ÜL KELÂM

    (Bak: Maarîz-ül kelâm)
  • MUARRA

    Fenalıktan uzak. Boş. Beri. Yüksek. Temiz. Çıplak.
  • MUARREB

    Arablaştırılmış. Arablaşmış.
  • MUARREF

    Târif edilmiş, anlatılıp bildirilmiş. Bildik. Belli. Bilinen. * Gr: Harf-i târifli kelime. * Mat: Sınırlı. Hududlu.
  • MUARRES

    Çömlek koyacak yer. Gecenin geç vakitlerinde inilecek yer.
  • MUARRIK

    (Arak. dan) Tıb: Terletici ilâç.
  • MUARRIZ

    Dokunaklı söz söyliyen.
  • MUARRİF

    Târif edici. Anlatıcı. İzah edip bildirici. Tanıtan. Tercüman.
  • MUARRİFÂN

    (Tesniye şeklindedir) İki tarif edici. * f. Tarif ediciler. Muarrifler.
  • MUARRİYE

    Hekim bıçağı.
  • MUASAME

    Hıfzetmek, korumak.
  • MUASARA

    (Muâsarat) (Asr. dan) Muâsır olma. Aynı asır ve zamanda yaşama.
  • MUASAT

    İtâatsizlik etme. Baş kaldırma. İsyân etme.
  • MUASERE

    Fakirlik. * Zorluk, güçlük.
  • MUASFER

    Usfur ile boyanmış nesne.
  • MUASIR

    Bir asırda yaşayanlardan herbiri. Hem asır olan. Aynı devirde yaşayan.
  • MUASIRÎN

    (Muasır. C.) (Asr. dan) Aynı asırda yaşayanlar. Bir asırda yaşamış olanlar.
  • MUASÎ

    İtaatsiz, isyan eden, baş kaldıran.
  • MUASKER

    (Asker. den) Ordu yeri, asker karargâhı. Ordunun muharebe zamanında toplandığı yer.
  • MUASSEL

    İçine bal katılmış. Ballı.
  • MUAŞAKA

    Sevişme. Ziyadesiyle arz-ı muhabbet etme. Birbirini sevme. Karşılıklı aşk ve muhabbet.
  • MUAŞERE

    Karışmak.
  • MUAŞERET

    Birlikte yaşanılanlar. * Sünnet dâiresinde insanlarla iyi münâsebet.
  • MUAŞIK

    (Işk. dan) Seven, âşık olan. Muhabbet eden.
  • MUAŞİR

    Muâşeret eden ve birbiriyle iyi geçinir olan.
  • MUAŞİRÂN

    (Muaşir. C.) Muaşirler. Birbirleriyle iyi geçinen kimseler.
  • MUAŞŞER

    (Aşr. dan) Onlu, onluk. On kısma bölünmüş. * Edb: Onar mısralık bendlerden teşekkül eden manzumeler.
  • MUAŞŞEŞ

    Ağaçlarında kuş yuvası çok olan yer.
  • MUAŞŞİR

    (Aşr. dan) Ondalıkçı. Öşürcü. Aşar memuru.
  • MUATAT

    Birbirine atâ etmek, karşılıklı hediyeleşmek. * Vermek.
  • MUATEB(E)

    Azarlanılan. Tekdir olunan. Azarlanmış. * Paylamak, çıkışmak.
  • MUATİB

    (İtâb. dan) Tekdir eden, paylıyan, azarlıyan.
  • MUATTAL

    Tatil edilmiş. Kullanılmaz olmuş. Battal edilmiş. Terkedilmiş. * İşsiz. Tenbel.
  • MUATTAR

    Itırlı, kokulu. * Güzel kokulu bir lâle çiçeğinin adı.
  • MUATTIL

    Atıl bırakan. İşsiz eden. İşe yaramaz hâle getiren.
  • MUATTILA

    Boş bırakılmış. Atâlete atılmış. * Hâlık'a itikat etmeyen. (Bak: Ta'til)
  • MUATTIŞ

    (Atş. dan) Susatan, susatıcı.
  • MUATTİS

    (Ats. dan) Aksırtan, aksırtıcı.
  • MUÂVAZA

    İki tarafın da ivaz vererek, anlaşarak yaptığı akit. Sayışma. Bir şeyi diğer bir şeye bedel, ivaz olarak vermek. Aslı olmadığı halde menfaat celbi için hususi bir surette müzakere ile yapılan hileli iş. Yapmacık.
  • MUÂVAZATEN

    Değiş yapma ile. İki tarafın da rızası dâhilinde değiştirme ile. * Hileli, dalavereli.
  • MUAVEDE(T)

    (Avdet. den) Dönüş, geri dönme, avdet etme. * Adet edinme.
  • MUAVEME

    (Ağaç) bir sene meyve verip, bir sene vermeme. * Bir seneliğine tutma.
  • MUAVENAT

    (Muâvenet. C.) Muâvenetler, yardım etmeler.
  • MUAVENET

    Yardımcılık. Yardım. Teâvün.
  • MUAVENET-İ NAKDİYE

    Para yardımı.
  • MUAVİD

    Geri dönen, avdet eden.
  • MUAVİN

    Yardımcı. Yardım eden. Vekil. * Mekteblerde ve resmi dairelerde müdürden sonra gelen idare memuru.
  • MUAVİYE

    Tilki eniği.