f. And, yemin, muahede, ahitleşmek.(Cihet-ül vahdet-i ittihadımız, tevhiddir. Peyman ve yeminimiz, imandır. Madem ki muvahhidiz, müttehidiz. Her bir mü'min ilâ-yı Kelimetullah ile mükelleftir. Bu zamanda bunun mühim bir sebebi maddeten terakki etmektir. H.Ş.)
PEYMANE
f. Büyük kadeh. * Ölçek, kile. * Şarap bardağı.
PEYMANEKEŞ
f. İçki içen.
PEYMANE-ŞİKEST
f. Kadehi kırık.
PEYMAN-ŞİKEN
(Peyman-şikân) Yemin bozan, ahdini yerine getirmeyen.
PEYMAY
f. Tartıcı, ölçücü.
PEYMUDE
f. Ölçülmüş.
PEYREV
f. Ardı sıra giden, tâbi olan, izinden giden, uyan.
PEYSİPER
f. Çiğnenmiş, ayak altında kalmış.
PEYUG
(C.: Peyugân) f. Gelin.
PEYUGAN
(Peyug. C.) Gelinler.
PEYVEND
f. Ulaşma, varma, vasıl olma. * Bağ, alâka.
PEYVEST
f. Ulaşma, vasıl olma, kavuşma.
PEYVESTE
f. Her zaman, dâima. * Ulaşmış, ermiş. * Bitişik, muttasıl.
PEYVESTEGÎ
f. Bitişme, ulaşma, bitişiklik.
PEZİR
f. Kabul eden, olan, olabilen. * "Söz dinleyici, emir tutan" mânasında birleşik kelimeler yapılır.
PEZİRA
f. Kabul eden.
PEZİRAY-HİTAM
Sona eren, biten, hitam bulan.
PEZİRE
f. Karşılama, karşılayış.
PEZİRİŞ
f. Kabul edilmiş. Kabul ediş.
PILAÇKA
(Arnavutça) Tar: Muharebede ve yağmada alınan eşya, çapul.
PIRLANTA
İtl. Çok tıraş edilmiş, foyasız parlak elmas. Taşı pırlanta olan.
PİÇ
f. Büklüm, kıvrım, dolaşık. * Nesebi gayr-ı sahih olan, gayr-ı meşru münâsebetten doğan çocuk. * Aslına benzemiyen. * Ağacın kökünden biten sürgün. Aşılanmamış ağaç. * Sarmaşık. * Vida.
PİÇ Ü TAB
Iztırab ve sıkıntı.
PİÇAN
f. Büklüm büklüm, kıvrım kıvrım olan.
PİÇ-A-PİÇ
f. Karma karış, pek dolaşık, kıvrım kıvrım.
PİÇİDE
f. Karışmış, bükülmüş, kıvrılmış.
PİÇİDEMUY
f. Saçı kıvrılmış.
PİÇİŞ
f. Büklüm, kıvrım.
PİÇ-PA
f. Yengeç.
PİÇTAB
f. Sıkıntı, telâş. * Şaşkınlık.
PİH
f. Göz çapağı.
PİH
f. İçyağı. Şahm.
PİH-SUZ
f. "Yağ yakıcı": Toprak kandil.
PİJUH
(Bak: Pejuh)
PİL
f. Fil.
PİL
f. Topuk, ökçe. * Çelik çomak oyunu. * Çadır eteği tutturmada kullanılan küçük ağaç değnekler.