S Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • SATIH

    Düz. Bir şeyin dış yüzü, üstü. * Evin damı. * Yayıp döşemek. * Genişlik.
  • SATİ

    Adımlarını geniş atan at.
  • SATİH

    (Bak: Şıkk)
  • SATİM

    (C.: Sutem) Galiz, kaba.
  • SATİR

    Setreden, örten, kapatan. * Günahları, kusurları örten.
  • SATİT

    Ses. * Topluluk, cemaat.
  • SATL

    Kova, tas, küçük leğen.
  • SATR

    (C.: Sutur) Satır. Yazı sırası.
  • SATRANÇ

    32 taşla, 64 haneli bir tahta üzerinde, iki kişi arasında muhakemeye dayanılarak oynanan ve meşru olmayan bir oyundur.
  • SATT

    Cemaat, topluluk. * Cesediyle tokuşmak. * Kovmak, def'etmek. * Zor bir işe giriftar etmek.
  • SATUR

    Satır.
  • SATUR

    (C.: Sevâtir) Satır, büyük bıçak.
  • SATV

    Yürürken sıçramak.
  • SATVET

    Ezici kuvvet. Hışım ve şiddetle kavrayıp almak. Birisinin üzerine şiddetle sıçramak ve hamle etmek. * Zorluluk.
  • SAUD

    İnişli ve yokuşlu yer.
  • SAUR

    Ocak. Fırın.
  • SAUT

    Enfiye gibi burna çekilen ilâçlar.
  • SAV

    Vatan. * Niyyet.
  • SA'V

    Duymak. İşitmek. * Zayıf adam. * Serçeden küçük bir kuş.
  • SAV'

    Perâkende etmek, dağıtmak, parça parça yapmak.
  • SAVAB

    Doğruluk. Yanlış olmayan. Doğru dürüst.
  • SAVABDİDE

    f. Doğru ve haklı görülmüş. Beğenilmiş.
  • SAVAB-ENDİŞ

    Düşünce ve görüşü doğru olan.
  • SAVAB-NÜMA

    f. Doğruyu gösteren.
  • SAVAFIK

    Havadis. * Yeni meydana gelen şeyler.
  • SAVAİK

    Saikalar, yıldırımlar.
  • SAVAİK-İ RAHMET

    Rahmet yağmur ve yıldırımları.
  • SAVALİC

    Cirit oynanan eğri sopalar.
  • SAVARIM

    (Sârım. C.) Keskin kılıçlar.
  • SAVARİF

    (Sârife. C.) Değişmeler. Değişiklikler.
  • SAVARİF-İ DEHR

    Dünya değişiklikleri.
  • SAVAT

    (Aslı: Sevâd'dır) Gümüş üstüne kurşunla yapılan kara kalem nakışlar. * Derede hayvanlara su içirilen yer.
  • SA'VAT

    (Sa've. C.) Kuyruk sallıyan kuşlar.
  • SAVB

    Taraf, cihet, yön. * Dökülmek, nüzul etmek. * Savab. Doğruluk, dürüstlük.
  • SAVB-I ÂLÎ

    Yüksek taraf.
  • SAVB-I HAK

    Hak ciheti.
  • SA'VE

    (C.: Sa'vât) Kuyruk sallıyan kuş.
  • SAVER

    Eğri boyunlu olmak.
  • SAVG

    Batmak, * Kuyumculuk yapmak.
  • SAVH

    Yarmak. * Ayırmak. * İşitmek, duymak.
  • SAVİ

    Kuru, yâbis.
  • SAVL

    Saldırma, atılma. Saldırış, atılış.
  • SAVLEC

    Misk. * Gümüş.
  • SAVLECAN

    (C.: Savâlic) Cirit oynanılan eğri sopa.
  • SAVLET

    Saldırma. Ani ve şiddetli atılış.
  • SAVM

    Oruç. İkinci fecirden başlıyarak güneşin batmasına kadar yemekten, içmekten ve cinsi mukarenetten nefsi men'etmek suretiyle yapılan ibâdet.
  • SAVMAA

    (Savmea) (C.: Savâmi') İbadet yeri, hususan Yahudilerin ibadet ettikleri yer. * Hücre.
  • SAVM-I DAVUDÎ

    Bir gün oruç tutup bir gün iftar etmek.
  • SAVM-I DEHR

    Aralıksız, bir sene mütemadiyen nehyedilen bayram günlerinde dahi iftar edilmeksizin oruç tutmağa denir. Bu nevi oruç bayram günleri tutulmazsa câizdir.
  • SAVM-I VİSAL

    İki gün iftar etmeden oruç tutmak. (Bu, zaruret olmadan mekruhtur)