S Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • SAVN

    Koruma, muhafaza, sıyanet.
  • SAVR

    (C.: Savâri) Hamle yapmak. * Parçalamak, pâre pâre etmek. * Bir yerde toplanmış küçük hurma ağaçları.
  • SAVRE

    Uyuza benzer bir hastalık.
  • SAVT

    (C.: Siyât-Esvât) Kamçı, kırbaç. * Bir şeyi diğerine karıştırmak.
  • SAVT

    Ses. Bağırmak.(Şeriatça bazı savtlar helâl, bazıları da haram kılınmıştır. Evet ulvi hüzünleri, Rabbani aşkları iras eden sesler helâldir. Yetimâne hüzünleri, nefsanî şehevâtı tahrik eden sesler, haramdır. Şeriatın tayin etmediği kısım ise, senin ruhuna, vicdanına yaptığı te'sire göre hüküm alır! İ.İ.)
  • SAVTAL

    Havuç cinsinden çöğender adı verilen bir bitki.
  • SAVT-I AZAB

    Daima elem verici azab.
  • SAVT-I BÜLEND

    Yüksek ses.
  • SAVT-I HAZİN

    Hüzünlü ses.
  • SAVVAG

    Kuyumcu.
  • SAVVANE

    (C.: Savân) Bir cins çakmak taşı.
  • SA'Y

    Çalışma, Çalışıp çabalama. Gayret sarfetme. Bir maksadın meydana gelmesi için elden geleni yapma. * Hızlı yürüme. * Cür'et etme. * Ziyaret etme. * Gammazlık yapma. * Ist: Hac veya Umre'de Safâ ile Merve arasında usulüne göre yedi defa gelip gitmektir. (Bak: Himmet)
  • SAY'

    Suyun akması.
  • SAYADİD

    Belâ. * Zahmet, meşakkat.
  • SAYAKILE

    (Saykal. C.) Cilâ yapanlar, cilâcılar. * Cilâ âletleri.
  • SAYARİF

    (Sayrefî. C.) Sarraflar. * Kurnaz ve işini bilir kimseler.
  • SAY'ARİYYE

    Boyunda olan işaret.
  • SAYASİ

    (Sisâ. C.) Dağın uçları. * Herhangi bir şeyin asılları. * Çulha tarakları. * Muhkem ve yüksek kaleler.
  • SAYB

    İnmek.
  • SAYD

    Av. Avlanmak, sayda gitmek, ava gitmek.
  • SAYDA'

    Çömlek yapılan toprak. * Kaba ve galiz yer. * Belde ismi.
  • SAYDANİ

    Bir küçük canlı. * Tilki. * Mülk.
  • SAYDELAN

    (C.: Sayâdile) Boncuk ve hırdavat satan çerçi.
  • SAYDELANÎ

    Boncukçu, çerçi.
  • SAYDELE

    Eczahane.
  • SAYDELÎ

    Eczacı.
  • SAYDENANİ

    Bir küçük canlı.
  • SAYDGÂH

    f. Av yeri.
  • SAYDGER

    f. Avcı. Sayyad.
  • SAYD-I MAHÎ

    Balık avı.
  • SAYE

    f. Gölge. * Mc: Himaye, sahip çıkma, koruma. * Muavenet, yardım.
  • SAYE

    (C.: Sâyât) Koyun yatağı. Nişan için dikilen taş. Yolun tanınması için bir yere yığıp höyük yapılan taş.
  • SAYE- ZAR

    f. Gölgelik.
  • SAYE-BAN

    Gölgelik. Büyük çadır. Şemsiye. * Mc: Koruyan, himaye eden.
  • SAYED

    Başını yukarı kaldırıp kibirlenmek ve sağına soluna iltifat etmemek.
  • SAYE-DAR

    f. Gölge eden, gölgesi olan, gölgeli. * Sâhip çıkan, koruyan, himâye eden.
  • SAYE-ENDAZ

    f. Gölge salan. * Mc: Koruyuculuk eden, himâyecilik yapan.
  • SAYE-FİKEN

    Gölge düşüren.
  • SAYE-GÂH

    f. Gölgeli yer. Gölgelik.
  • SAYE-GÜSTER

    f. Gölge eden. * Koruyan, muhafaza ve himaye eden.
  • SAYE-HAH

    Koruma ve himaye isteyen.
  • SAYEHAN

    Çağırmak.
  • SAYE-İ MEDİD

    Uzun gölge.
  • SAYE-NİŞİN

    f. Gölgede oturan. * Bir şeyin gölgesine sığınan. Korunan, himaye gören.
  • SAYE-PUŞ

    Ağaçlık, gölgelik.
  • SAYF

    Yaz, yaz mevsimi.
  • SAYFÎ

    Yaza ait. Yaz mevsimiyle alâkalı.
  • SAYFİYE

    Yazlık. Gezinecek ve yazın yaşanacak yer.
  • SAYFUFET

    Udûl etmek. Yoldan çıkmak, vazgeçmek.
  • SAYH(A)

    (C.: Siyâh) Çağırış. Çığlık. Feryad. Nâra. * Azab, eziyet.