S Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • SETİR

    Örtülmüş, kapalı. Mestur.
  • SETİRE

    Parmak otu.
  • SETL

    (C.: Estâl) Pınarlarda su içmeye mahsus susak. * Hamam tası. * Bakıcıların hayvanlara su verdikleri kap.
  • SETL

    Birbiri ardınca bir bir çıkmak.
  • SETR

    (Setir) Örtme, kapama, gizleme.
  • SETR

    Hat. * Saf. * Yazmak.
  • SETRE

    Yarı resmi ceket. * Düz yakalı ilikli çuha elbise.
  • SETR-İ AVRET

    Başkalarına gösterilmesi haram olan yerleri örtmek. Şer'an örtülmesi lâzım gelen yerlerini örtmek. (Bak: Avret-Tesettür)
  • SETR-İ GAYB

    Gizlilik perdesi.(Demek, sefihâne lezzette sen hayvanlara yetişemezsin. Binler derece aşağı düşersin! Çünkü hayvana nisbeten gaybî olan şeyleri senin aklın görüyor, elemini alıyor. Setr-i gaybda bulunan istirahat-i tâmmeden bilkülliye mahrumsun. Hem senin medar-ı fahrin olan uhuvvet ve hürmet ve hamiyet gibi güzel hasletlerin, incecik bir zamana, büyük bir sahradan bir parmak kadar yere inhisar ve hadsiz zamanda yalnız hazır saate mahsus olduğundan, sun'î ve muvakkat ve sahtekâr ve asılsız ve gayet cüz'î olup, senin insaniyetin ve kemâlâtın o nisbette küçülür, hiçe iner.Fakat iman ehlinin uhuvveti ve hürmeti ve muhabbeti ve hamiyeti, iman cihetiyle mevcut bulunan mazi ve müstakbeli ihata ettiğinden, insaniyeti ve kemalâtı o nisbette teâli eder. R.N.)
  • SETR-İ HÜSN

    Güzelliği örtüp gizleme.
  • SETR-İ UYUB

    Ayıpları örtmek, kusurları ifşa etmemek.
  • SETTAR(E)

    Örten, kapayan gizleyen. En çok gizleyen ve örten.
  • SETTAR-ÜL UYUB

    Ayıpları, kusurları örten. Kusurları göstermeyen, günahları bağışlayan Allah (C.C.)
  • SETTUKA

    İki tarafı gümüş ve içi bakır olan akça.
  • SETV(E)

    (C.: Setavât) Hamle etmek. * Kahretmek. * Hiddetlenmek, kızmak, gadap etmek.
  • SE'V

    Niyet. * Vatan. * Çekişme, kavga, niza.
  • SEV'

    Akmak.
  • SEVA

    Mukim olmak, ikamet etmek, oturmak. * Zayıf olmak.
  • SEVA

    Beraber olma. Beraberlik. Denk, müsavi.
  • SEVAB

    Hayır. Hayırlı iş. Allah (C.C.) tarafından mükâfatlandırılacak doğruluk ve iyilik karşılığı. Allah'ın (C.C.) rızasını kazanmağa mahsus iyi amel.
  • SEVABIK

    (Sâbıka. C.) Geçmiş şeyler. Geçmiş haller. Geçmişte işlenmiş suç ve kabahatlar.
  • SEVABİT

    (Sâbite. C.) Merkezlerinden ayrılmaz görünen yıldızlar. * Sâbit olanlar, sâbitler.
  • SEVAD

    Karaltı. Uzakta karaltı halinde görülen kalabalık. * Ekseri insanlar. * Şehir. Kasaba. Karye. Köy. * Karartı. Yazı karalama.
  • SEVAD-I A'ZAM

    Büyük şehir. * Mekke-i Mükerreme. * İnsanların ekseriyeti.(Maişetçe neden bu kadar muktesit yaşıyorsun? diyenlere cevaben: Ben sevad-ı azama tâbi olmak isterim, sevad-ı azam ise; bu kadar tedarik edebilir. Ben ekalliyet-i müsrifeye tâbi olmak istemem, demişlerdir.) (Tarihçe-i Hayat)
  • SEVAD-I MÜSLİMÎN

    İslâm cemaatı.
  • SEVAD-ÜL AYN

    Göz bebeği.
  • SEVAD-ÜL KALB

    Kalbin ortasında var olduğu farzedilen kara leke. (Bak: Süveyda-ül kalb)
  • SEVAFİL

    (Sâfil. C.) Alçaklar. (İnsan ve yer hakkında kullanılır)
  • SEVAHİL

    (Sahil. C.) Sahiller, yalılar. Deniz veya ırmak kenarları.
  • SEVAÎ

    İpek kumaş.
  • SEVAİD

    (Sâid. C.) Dirsekten bileğe kadar olan kısımlar.
  • SEVAİM

    (Sâime. C.) Otlak hayvanları. Çayıra başı boş salınan hayvanlar. * Zekâtı icab eden koyun, keçi, sığır, deve gibi çift tırnaklı hayvanlar.
  • SEVAİYE

    Yaramaz olmak. * Kederli ve gamkin olmak.
  • SEVAKIB

    (Sâkibe. C.) Parlak yıldızlar.
  • SEVAKIT

    (Sâkıta. C.) Düşükler, düşmüşler.
  • SEVAKÎ

    (Sakıye. C.) Su yerleri, sâkiyeler.
  • SEVAKİN

    (Sâkin. C.) Bir yerde oturanlar, sakin olanlar.
  • SEVALİF

    (Sâlif ve Sâlife. C.) Geçmişler. Geçmiş insanlar.
  • SEVAM

    Yabanda otlayıp gezen hayvan. * (Sâmme. C.) Zehirli hayvanlar.
  • SEVANİ

    (Saniye. C.) Saniyeler. * İkinci derecede şeyler.
  • SEVANİH

    (Sâniha. C.) İçe doğan fikirler.
  • SEVATI'

    (Sâtı. C.) Belli ve yüksek olan şeyler.
  • SEVATİR

    (Sâtur. C.) Büyük bıçaklar, satırlar.
  • SEVAZİC

    (Sâzec. C.) Sâde ve basit şeyler.
  • SEVB

    (C.: Siyâb-Esvâb-Esvüb) Elbise. Giyilecek eşya. Kaftan. Bez. (Bunların sahibine "sevvab" derler.) * Rücu' manasına mastar.
  • SEVDA

    f. Fazla sevgi sebebiyle meydana gelen bir çeşit hastalık. Aşk. * Hırs. Tama. * Heves, istek. *Siyah. * Balgamdan, kandan ve safradan başka vücuddan çıkan bir nevi ifrazat. * Gam. Keder, Sıkıntı.
  • SEVDAFEZA

    f. Sevda artıran.
  • SEVDAGER

    (C.: Sevdagerân) f. Sevdalı, âşık. Meftun.
  • SEVDAGERÎ

    f. Âşıklık, sevdalılık.
  • SEVDA-İ MENFAAT

    Menfaat hevesi.