S Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • SEVDAKÂR

    f. Sevdalı. Âşık.
  • SEVDAPEREST

    f. İfrat derecede düşkün, tutkun. * Tamahkâr.
  • SEVDA-ÜL KALB

    Kalbdeki siyah nokta. (Bak: Süveyda)
  • SEVDAVÎ

    Kuruntulu, meraklı. * Sevda ile âlâkalı.
  • SEVDAZEDE

    f. Âşık, meftun, sevdalı.
  • SEVDE

    Karalık, siyahlık.
  • SEVDED

    Ulu olmak.
  • SEV'E

    Kabiha ve fâhişe hasleti. * Ut yeri.
  • SEVEBAN

    Hastalığın iyileşmesi.
  • SEVEL

    Koyunlarda olan bir hastalıktır. Hasta koyun sürüye uymaz, otlak yerinde döner durur.
  • SEVERAN

    Tozun, dumanın kalkması.
  • SEVF

    Koklamak.
  • SEVG

    Aşağı batmak. Suyun boğaza girmesi. * Kolay, âsan ve yumuşak olmak.
  • SEVGEND

    f. Yemin, kasem, and.
  • SEVH

    Batmak.
  • SEVHAK

    Uzun.
  • SEVİK

    (C.: Esvika-Sevik) Kavut adı verilen kavrulmuş un. Kavut satıcısına "sevvâk" denir.
  • SEVİLE

    İnsan topluluğu.
  • SEVİM

    Sevme. * Câzibe.
  • SEVİŞ

    Misafire yemek ve azık vermek.
  • SEVİT

    Karışmış, muhtelit.
  • SEVİYY

    Bir, beraber. * Düz, doğru.
  • SEVİYYE

    (C.: Sevâyât) Koyun yatağı.
  • SEVİYYE

    Müsavilik, birlik, beraberlik. * Düzlük, doğruluk.
  • SEVİYYEN

    Müsavi olarak. Bir düziye. Eşit olarak.
  • SEVİYYET

    Eşitlik, müsavilik, denklik.
  • SEVK

    Önüne katıp sürmek, ileri sürmek. Yollamak, göndermek. * Neticeye bağlamak.
  • SEVK

    Misvak yapmak.
  • SEVK-İ TABİÎ

    Hayvan veya insanların düşünmeksizin Cenab-ı Hakk'ın sevki ile olan hikmete uygun hareketi. Sevk-i kaderî, ilham veya sevk-i İlâhî demek daha doğrudur.
  • SEVKİYAT

    Asker gönderme ve eşyasını te'min ve sevketme işleri.
  • SEVK-ÜL CEYŞ

    Askerî birliklerin lüzumlu yere sevkini ve geri çekilme işini idare etme.
  • SEVL

    Bal arısı.
  • SEVL

    Karnı göbeğinden aşağıya sarkmak.
  • SEVLA'

    Sürüye uymayıp otlakta dönüp duran hasta veya delirmiş koyun. (Müz: Esvel)
  • SEVLA'

    (C.: Süvül) Karnı sarkık kadın. (Müz: Esvel)
  • SEVLEB

    (C.: Sevâlib) Tilki.
  • SEVM

    Satılık bir şeye kıymet takdir etme, paha biçme. * Su-i kasd. Zulüm ve minnete giriftar etmek. Derde sokmak. * Dağlamak. * Başına buyruk olup istediği yere gitmek. * Kuş havada dolaşmak. * Satışa arzetmek. * Satın almak istemek. * Fâide yetiştirmek. * Davarın yabanda gezip otlaması. * İstemek, talep etmek.
  • SEVMELE

    Leğen.
  • SEVR

    Öküz, boğa. * Koz: Boğa burcu. * Dünyaya müekkel melâikeden birisinin ismi. (Bak: Sahretullah)
  • SEVRET

    Kızgınlık, hiddet, öfke. * Hücum. Dövüş. * Hükümdarın şiddet veya kudreti. * Tezlik.
  • SEVS

    Arpaya, buğdaya ve ona benzer hububata bit düşmesi.
  • SEVSEN

    Susam.
  • SEVVA

    Seviyelendiren, düzelten. * Doğruya götüren.
  • SEVVAB

    Elbise satan, elbiseci.
  • SEVVAM

    (Sâmme. C.) Akrep ve yılan gibi zehirli hayvanlar.
  • SEVVİB

    Geri çekmek. * Men'etmek, engel olmak.
  • SEVZAK (SEVZENİK)

    Çakır doğan kuşu.
  • SEY'

    Meme başında olan süt.
  • SEYAHAT

    Yolculuk, gezi.
  • SEYAHİN

    Basra ırmağının adı.