V Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • VELVELE-ENGİZ

    f. Gürültü koparan, gürültü çıkaran.
  • VELY

    Birbiri ardı sıra gelme. Tâkib etme. * Çıkma. Olma. * Yaz yağmurundan sonra olan yağmur. * Yakınlık.
  • VEMD

    Gazap etmek, hiddetlenmek, kızmak. * Sıcaklığın artması.
  • VEMİZ

    Bulut arasından görünen ışık.
  • VEMK

    Muhabbet etmek, sevmek.
  • VEMS

    Fücur, masiyet, günah.
  • VEMYE

    Meşakkat, sıkıntı. Belâ, musibet.
  • VEMZ (VEMİZ)

    İşaret etmek. * Parlamak. şimşek çakmak.
  • VENA (VENYE)

    Gevşek. * Zayıf. * Hâlsiz olmak.
  • VENİM

    Sinek tersi.
  • VENN

    Zebunluk, zayıflık, zaaf. * Çengilerin ve köçeklerin parmaklarıyla çaldıkları çalpara.
  • VENNECMİ

    Yıldıza yemin olsun.
  • VENY

    İş hususunda gevşeklik gösterme.
  • VER

    f. "Sahib, mâlik; anlamlarına gelir ve birleşik kelimeler yapılır. Meselâ: Dâniş-ver $ : Âlim. Suhan-ver $ : Edip, şâir.
  • VERA

    Halk. Mahluk. Arzı örten mahlukat. Yaratılmış olanlar.
  • VERA

    Öte. Başka taraf. Arka, geri. * Torun.
  • VER'A

    Korkaklık, havf.
  • VERA'

    Takvânın ileri derecesi. Bilmediği ve şüphe ettiğini öğrenip iyiye ve doğruya göre hareket edip bütün günahlardan çekinme hâleti.
  • VERA-İ CEBEL

    Dağın arkası.
  • VERA-İ PERDE

    Perde arkası.
  • VERAK

    Bitkilerle yer yüzünün yeşil olması.
  • VERAKÎ

    (Verka. C.) Güvercinler.
  • VERASET

    Miras sahibi olma. Ölen bir kimsenin mallarının Allah'ın (C.C.) emrine göre, şeriatça mirasçılara geçmesi. * İrsiyet. Varislik, mirasçılık. Mirasta hak sahibi olma.
  • VERASET-İ IRKIYE

    Doğan yavrunun ecdadına benzemesi.
  • VERB

    Fetret, fesad. * Yabani hayvan ini.
  • VERD

    (Vürd - Vird) Gül.
  • VERDANE

    Toplu oklava. * Koca başlı kertenkele.
  • VERDE

    (Vürde) Renkli olmak.
  • VERDENE

    f. Oklava, börekçi merdânesi. * Dolap oku.
  • VEREK

    (C.: Evrâk) Kalça kemiği.
  • VEREL

    (C: Vürelân - Evrâl) Kelere benzer bir canavardır. Kuyruğu keler kuyruğundan uzun olur.
  • VEREM

    (C.: Evrâm) şiş, yumru. * şişme.
  • VERENTEL

    şiddet, mihnet.
  • VERESE

    Mirasçılar. Miras alanlar.
  • VERF

    Genişlik.
  • VERH

    Hamâkat, ahmaklık, bilmezlik. * Ucuz et.
  • VERH

    Hamurun kendini koyuverip sülpülmesi.
  • VERHA

    Akılsız ahmak kadın.
  • VERIK

    Çok eskiden kullanılan gümüş para. Kıymetli para.
  • VERİ'

    Haramdan kaçınan kişi.
  • VERİA

    At ismi.
  • VERİD

    Siyah kan damarı. Toplar damar. Boyun damarı. * Kırmızı gül. (Bak: Evride)
  • VERİHA

    Çok sıvı hamur.
  • VERİK

    Sikkesiz gümüş. * Gümüş.
  • VERÎK

    Gür sakallı adam. * Sık yapraklı ağaç.
  • VERÎSE

    Veris otuyla boyanmış nesne.
  • VERÎŞ

    Yürümek ve seğirtmek istediği hâlde sahibi engel olan davar.
  • VERKA'

    (C.: Verâki') Yabâni güvercin. * Açık boz renk.
  • VERRAK

    Kâğıtçı.
  • VERS

    Yemende yetişen güzel kokulu sarı bir ot.