V Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • VEFL

    Derinin dibagatla giden fazlalıkları.
  • VEFR

    Bir kimsenin ihsanını kabul ettikten sonra rızasıyla reddeylemek. * Bolluk. * Medh ü sena ile birisinin namusunu muhafaza etmek.
  • VEFRA'

    Eksilmeyip değişmeyen. * El dokunulmamış ve tam olarak yetişmiş ot.
  • VEFRET

    Çokluk, bolluk.
  • VEFZ

    (C: Evfaz) Evmek, acele etmek.
  • VEFZA

    (C: Evfaz) Ok yayı konulan ve beylik denilen kap.
  • VEGA'

    Kavga gürültüsü. Harp yerinden çıkan sesler. Savt. Patırtı.
  • VEGAB

    (C: Evgab) Korkak kimse. * İri gövdeli büyük deve.
  • VEGADET

    Akılsızlık. * Adilik, bayağılık, aşağılık, alçaklık.
  • VEGAR

    Gazap, kin, öfke, hiddet.
  • VEGD

    (C: Evgad) Alçak adam.
  • VEGF

    Görme zayıflığı.
  • VEGİF

    Yürüme sürati. * Ses sürati, ses hızı.
  • VEGİK

    Davar yürürken karnından çıkan ses.
  • VEGİR

    Kızmış taş üstüne koyarak pişirilen et.
  • VEGİRE

    Kızmış taş ile sıcaklık verilerek pişirilen süt.
  • VEGM

    Kin.
  • VEGNE

    Geniş küp.
  • VEGRE

    Sıcaklığın çok olması.
  • VEHAK

    Avcı kemendi.
  • VEHAMET

    (Bak: Vahamet)
  • VEHB

    (H.-110) Tabiînden olan bu şahıs İsrailî rivayetlerin en mühim kaynağı addolunur. Birçok İsrailiyatı havi kitapları okumuş ve tefsire de aktarmıştır.
  • VEHB

    Hibe. Bağış. Vergi.
  • VEHBÎ

    Doğuştan. Allah vergisi. Çalışmakla kazanılmayıp Allah'ın (C.C.) lütfu ile olan.
  • VEHC

    Alevli olmak. Alev ile yanmak. Parlamak.
  • VEHD(E)

    (C: Vihad) Derin vadi. Uçurum.
  • VEHEC

    Ateş sıcaklığı.
  • VEHECAN

    Ateşin alevlenmesi. * Işıklandırmak, ziya vermek.
  • VEHEL

    Vehim, kuruntu.
  • VEHELÜMME CERRA

    (Bak: Helümme cerrâ)
  • VEHF

    Bitkinin yapraklanması. Uzama. Çoğalma, artma.
  • VEHHAB

    Çok fazla ihsan eden. Çok bağışlayan.
  • VEHHABÎ

    Muhammed İbn-i Abdulvehhab nâmında birisinin sebeb olduğu İslâmî bazı mes'elelerde ifrat gösteren ve dört hak mezheb hâricinde bir mezhepten olan. Fıkıhta Hanbelî, itikadda İbn-i Teymiye'ye bağlıdırlar. Tarikatlarına Muhammediye ismi verirler.
  • VEHHAC

    Parıl parıl. Pek şa'şaalı. * Çok alevli.
  • VEHHAM

    Çok vehimli. Fazla şüphe eden.
  • VEHHAS

    Arslan.
  • VEHİC

    Ateşin sıcaklığı.
  • VEHİSE

    Pişirilip kurutulduktan sonra dövülen çekirge.
  • VEHL

    (Vehel) Yanlış yapma. Yanlış anlama. * Unutma.
  • VEHLE

    İrkilme ve ürkme. * Dakika. An, lahza.
  • VEHLETEN

    Birdenbire. İlkin. Ansızın.
  • VEHM

    (Vehim) Mübhem ve mânasız korku. * Belirsiz fikir ve düşünce. * Cüz'i mânaların anlaşılmasına yarayan bir idrak kuvveti.
  • VEHM-ÂLUD

    f. Vehimli. Vehim dolu. Vehim karışık.
  • VEHMÎ

    Olmadığı halde var zannederek. Düşünmeye, vehme dair, vehme ait.
  • VEHMİYYÂT

    (Vehmiyye. C.) Vehimler, kuruntular.
  • VEHM-NÂK

    f. Vehimli, kuruntulu.
  • VEHN

    Gevşeklik, kuvvetsizlik. * Zayıf. * Gövdesi kalın ve kısa adam. * Gece yarısı. Gece yarısından bir saat sonraki zaman.
  • VEHNANE

    Zayıf kadın.
  • VEHS

    Sır ile söyleşmek. Dedikodu yapmak.
  • VEHS

    Bir işe girişip ısrar ile devamlı uğraşmak.