(H.-110) Tabiînden olan bu şahıs İsrailî rivayetlerin en mühim kaynağı addolunur. Birçok İsrailiyatı havi kitapları okumuş ve tefsire de aktarmıştır.
VEHB
Hibe. Bağış. Vergi.
VEHBÎ
Doğuştan. Allah vergisi. Çalışmakla kazanılmayıp Allah'ın (C.C.) lütfu ile olan.
VEHC
Alevli olmak. Alev ile yanmak. Parlamak.
VEHD(E)
(C: Vihad) Derin vadi. Uçurum.
VEHEC
Ateş sıcaklığı.
VEHECAN
Ateşin alevlenmesi. * Işıklandırmak, ziya vermek.
VEHEL
Vehim, kuruntu.
VEHELÜMME CERRA
(Bak: Helümme cerrâ)
VEHF
Bitkinin yapraklanması. Uzama. Çoğalma, artma.
VEHHAB
Çok fazla ihsan eden. Çok bağışlayan.
VEHHABÎ
Muhammed İbn-i Abdulvehhab nâmında birisinin sebeb olduğu İslâmî bazı mes'elelerde ifrat gösteren ve dört hak mezheb hâricinde bir mezhepten olan. Fıkıhta Hanbelî, itikadda İbn-i Teymiye'ye bağlıdırlar. Tarikatlarına Muhammediye ismi verirler.
VEHHAC
Parıl parıl. Pek şa'şaalı. * Çok alevli.
VEHHAM
Çok vehimli. Fazla şüphe eden.
VEHHAS
Arslan.
VEHİC
Ateşin sıcaklığı.
VEHİSE
Pişirilip kurutulduktan sonra dövülen çekirge.
VEHL
(Vehel) Yanlış yapma. Yanlış anlama. * Unutma.
VEHLE
İrkilme ve ürkme. * Dakika. An, lahza.
VEHLETEN
Birdenbire. İlkin. Ansızın.
VEHM
(Vehim) Mübhem ve mânasız korku. * Belirsiz fikir ve düşünce. * Cüz'i mânaların anlaşılmasına yarayan bir idrak kuvveti.
VEHM-ÂLUD
f. Vehimli. Vehim dolu. Vehim karışık.
VEHMÎ
Olmadığı halde var zannederek. Düşünmeye, vehme dair, vehme ait.
VEHMİYYÂT
(Vehmiyye. C.) Vehimler, kuruntular.
VEHM-NÂK
f. Vehimli, kuruntulu.
VEHN
Gevşeklik, kuvvetsizlik. * Zayıf. * Gövdesi kalın ve kısa adam. * Gece yarısı. Gece yarısından bir saat sonraki zaman.