Z Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • ZAMA

    Diş etinin kanının az olması.
  • ZAMA'

    Susuzluk.
  • ZAMAİM

    (Zamime. C.) İlâveler, ekler. Artırmalar.
  • ZAMAİR

    (Zamir. C.) Zamirler. Bir şeyin iç yüzleri. * İsim yerine kullanılan kelimeler.
  • ZAMAİR-İ ŞAHSİYYE

    Şahıs zamirleri. " Ben, sen, o" gibi isim yerine geçen kelimeler. (Bak: Şahıs zamiri)
  • ZAMAN

    Kefil olma, kefillik. Bir şeyin mislini veya değerini vermek üzere zarara karşı kefil olma, garanti.
  • ZAMAN

    (Bak: Zeman)
  • ZAMANET

    Kötürümlük.
  • ZAMAN-I AMEL

    Üzerine alma. Deruhde etme. İltizam.
  • ZAMAN-I RÜCU'

    Huk: Cayma tazminatı. Vadinden dönme tazminatı.
  • ZAMİH

    Somak ağacı. ("Tadım" da denir)
  • ZAMİLE

    (C.: Zevâmil) Yük hayvanı. * Küçük yük.
  • ZAMİME

    Ek, ilâve. Artırma, katma, ekleme.
  • ZAMİN

    Hasta ve kötürüm kimse.
  • ZAMİN

    Tazmin eden. Kefil olan.
  • ZAMİN

    Ödeyen. Kefil. Tazmine mecbur olan.
  • ZAMİR

    Bir şeyi gizlemek. * İç. * Huk: Bir şeyin iç yüzü. * Niyet. * Vicdan. Kalb. * Gaye. * Gr: Mütekellim, muhatab ve gaibe delâlet eden ve bunların makamına kaim olan rumuzat harfleri ve harf terkiblerinin her biri. (Ben, sen, o; ene, ente, hüve gibi) ismin yerini tutan kelime.
  • ZAMİR

    Düdük çalan. Ney çalan. Ney-zen.
  • ZAMİR-İ FİİLÎ

    Gr: Geçmiş zaman fiillerinin sonuna gelen -dim, -din, -Di, -dik, -diniz, -diler... gibi eklerdir.
  • ZAMİR-İ İZAFÎ

    Gr: Muzâfların sonuna gelen -im, -in, -i, -imiz, -iniz, -leri gibi eklerdir.
  • ZAMİR-İ MÜTEKELLİM

    Mütekellim zamiri, yani konuşanın isminin yerini tutan zâmir. ("Ben" gibi)
  • ZAMİR-İ NİSBÎ

    Gr: İsimlerin sonuna gelen, -im, -sin, -dir, -iz, -siniz, -dirler gibi eklerdir.
  • ZAMİR-İ ŞAHSÎ

    Gr: Şahıs gösteren ve şahısların ismi yerine kullanılan zamirler; Ben, sen, o, biz, siz, onlar gibi. (Bak: Şahıs zamiri)
  • ZAMM

    Bir şeye bir şeyi ekleme. Artırma. Katma. Fazla olarak verme. * Kenarlarını bitiştirme. *Gr: Bir harfin zammeli (ötreli) okunuşu.
  • ZAMME

    Ötre o, ö, u, ü, diye okunan harfin harekesi.
  • ZAMME-İ MAKBUZE-İ HAFİFE

    (Ü) sesini veren zamme.
  • ZAMME-İ MAKBUZE-İ SAKİLE

    (U) sesini veren zamme.
  • ZAMME-İ MEBSUTA

    O sesi.
  • ZAMME-İ MEBSUTA-İ SAKİLE

    (O) sesini veren zamme.
  • ZAMMETÂN (ZAMMETEYN)

    İki zamme.
  • ZAMPARA

    (Aslı "zenpare"dir) Kadınlar peşinde dolaşan ahlâksız erkek.
  • ZAMYA

    Yufka dudaklı. * Yufka kapaklı. * Dişinin etleri boz olup kanı az olan kimse.
  • ZAMYAN

    Palamut ağacına benzer bir ağaç. (Necid bölgesinde olur.)
  • ZAMZAM

    (C: Zamâzim) Büyük ve kuvvetli arslan. * Gadaplı ve kızgın kimse.
  • ZAN

    Ayıp.
  • ZAN

    (Bak: Zann)
  • ZA'N

    Göçmek.
  • ZANBUR

    (Bak: Zünbur)
  • ZANGOÇ

    (Ermenice) Kilisenin hizmetlerini gören ve çan çalan kimse.
  • ZANİ(YE)

    Zina eden. Meşru olmayan nikâhsız cinsî münasebette bulunan.
  • ZANİN

    Suç işlediği zannedilen kimse. Töhmetli, suçlu kimse.
  • ZANİN

    Cimri, bahil ve hasis olan.
  • ZANİYE

    (Bak: Zani)
  • ZANK

    Dar yer. Dar şey. * Darlık, sıkıntı.
  • ZANKÂ'

    (Bak: Dankâ')
  • ZANN

    şüphe. Zannetmek, samak. Sezme.
  • ZÂNN

    Zanneden. Sanan. Zannedici.
  • ZANN-I GALİB

    Kuvvetli, hakikate en yakın olan zann. (Bak: Su-i zan)
  • ZANN-I KABUL-Ü CUMHUR

    Bir hükmün doğruluğunu ekseri müçtehidlerin ve ehl-i reylerin zann derecesinde, yani kuvvetli ihtimal ile kabul etmeleri.(Ümmeti da'vetle teşri' edemez, fehmi şeriatten olur; lâkin şeriat olamaz. Müçtehid olabilir, fakat müşerri' olamaz.İcma' ile cumhurdur, sikke-i şer'i görür. Bir fikre davet etmek zann-ı kabul-ü cumhur, şart-ı evvel oluyor.Yoksa, davet bid'attır; reddedilir, ağzına tıkılır; onda daha çıkamaz... Lemeât)
  • ZANNÎ

    Zanna ait, zanna dâir ve müteallik.